Doç. Dr. Handan Tokmak

Site 1. rengi

Site 2. rengi

Topbar rengi

Menü ikon

Menü hover

Menü arama

Footer rengi

Tasarım

PET-CT

PET-CT, PET (Pozitron Emisyon Tomografisi ) ve CT’nin (Bilgisayarlı Tomografi) birleşiminden oluşan fonksiyonel düzeydeki görüntüleri kesitsel anatomik bilgiler ile değerlendiren mükemmel bir sistemdir.  PET hücrelerin fonksiyon ve metabolizması hakkında bilgi verirken CT ise boyut, yerleşim ve yoğunluk gibi anatomik veriler sağlar.

PET-CT kanser hastalarında yaygınlığının belirlenmesinde, uygulanacak tedavinin seçiminde ve nüks gibi şüpheli durumların incelenmesinde santral öneme sahiptir. Evrelemede uygulanacak tedavi yönteminin belirlenmesinde (cerrahi, cerrahi+kemoterapi / radyoterapi, kemoterapi / radyoterapi gibi) önemli bir rol oynamaktadır. Ayrıca diğer tanı yöntemleri ile görüntülenmiş olan kemik, karaciğer lezyonları, lenf nodları veya akciğer nodülleri gibi bulguların hastanın mevcut tümörü ile ilişkili olup olmadığının tespiti ile daha doğru bir evreleme yapılması mümkün olmaktadır. Onkoloji hastalarında, iyi – kötü huylu kitlelerin ayrımını sağlamada, kanserin evrelendirilmesinde, tümörün habaset derecesinin ve organ içerisinde yaygınlığının, tüm vücut metastazlarının belirlenmesinde, nüksü saptamada, tedavi yönteminin seçilmesinde, tedavi cevabının değerlendirilmesinde, radyoterapi planlamasında gerçek tümör volümünün belirlenerek hedeflenmesi doğru yerin doğru dozda ışınlanmasını sağlamada kullanılır. Tüm değerlendirmeler sayısal bilgi ile de desteklenir. Onkolojik hasta grubunda, PET-CT ile  tek seferde tüm vücudu görüntülemesi ile diğer tüm görüntüleme yöntemlerinin toplamından daha fazla bilgi veren mükemmel bir yöntemdir.

 

Kullanım Alanları 

  • Nükleer Tıp uygulamaları daha çok onkolojik anlamda tüm vücudu tarama amacıyla kullanılmaktadır. Hastalarda daha önceden tespit edilmiş olan nodül veya kitlelerin; benign (iyi huylu) ve malign (kötü huylu) olarak ayrımının yapılmasında, kanser saptanmış hastalarda ana odağın tespitinde, tedaviye karar vermek için evrelemede (diğer vücut bölgelerine olan yaygınlığın tespiti), hastanın uygulanan tedaviye verdiği cevabın değerlendirilmesinde, nüks (yenileme) veya metastaz (başka yere yayılma) şüphesinde, son zamanlarda radyoterapi planlamasında ve ışınlanacak canlı kanser dokusunun daha doğru belirlenip sağlıklı dokuların korunmasında
  • Akciğerde soliter pulmoner  nodüllerin, beyin tümörlerinin, pankreas kitlelerinin ve böbrek üstü bezi kitlelerinin ayırıcı tanısında
  • Tedavi cevabının değerlendirilmesinde; başarılı yanıt durumunda  kemoterapiye devam etmeye veya gerekliyse (örneğin; kanserli doku uygulanan tedaviye direnç gösteriyorsa) kemoterapi ilaçlarını değiştirmeye daha erken dönemde karar verilebilmektedir.
  • Seçilmiş kalp hastalarında by-pass, stent gibi girişimlerden önce canlı kas dokusunun varlığının araştırılmasında ve dolayısıyla bu girişimlerden fayda sağlanıp sağlanmayacağının tespitinde
  • Psikiyatri ve nörolojik bilimlerde beyin glukoz metabolizmasını, farklı ajanlarla oksijen tüketimi ve kan akımını göstermede, epilepsi odaklarının saptanmasında, sinir sistemi ile ilgili bir çok reseptör ve molekülün görüntülenmesinde kullanılmaktadır.  Güncel olarak Parkinson hastalarında dopamin reseptörlerinin durumunun değerlendirilmesi ve tedaviye cevabın izlenmesinde kullanılabilmektedir. Diğer hareket bozukluklarının ayırıcı tanısında uygulanabilmektedir.

PET-CT  hastaları için tetkik öncesi ön hazırlıklar nelerdir? 

PET-CT  için hastaların, tetkik öncesi 6 saat süreyle aç olması gerekmektedir. Hastalar, oral antidiyabetik ya da insulin dışındaki ilaçlarını alabilirler. Diyabetli hastalarda, kan şekerinin FDG ile yarışmasından dolayı görüntü kalitesinin kötü olabilmesi söz konusudur. Bu nedenle FDG enjeksiyonu öncesi, kan şeker düzeyi belirlenir ve genel olarak 180 mg/dL üzeri kan glukoz düzeylerinde tetkikin yapılması tavsiye edilmez.

PET-CT ‘de görüntüleme nasıl yapılır? 

PET-CT  görüntülemede, odada istirahat halinde olan hastaya damardan FDG (Florodeoksiglukoz) isimli özel radyofarmasötik enjekte edilir. FDG’nin kanserli dokularda birikebilmesi için, yaklaşık 60 dakika beklendikten sonra hastanın boyu ile orantılı olarak yaklaşık 20-25 dakikalık bir çekim uygulanır. Gerekli görülen durumlarda 2 saat sonra ikinci bir görüntüleme yapılabilir.

Doç. Dr. Handan Tokmak